iki ibrahim geldi.
Figânî “Dü İbrāhīm āmed be-deyr-i cihān \ Yekî büt-şiken şod yekî büt-nişān “² yani “Dünya sahnesine iki İbrahim geldi \ Biri put yıktı, biri put dikti” diyordu.
Malum yeni değildir.Bu tenkit öteden beridir süregelir. Figani de bunlardan sadece biridir. Figani neden Osmanlı hanedanına inanmıyordu?
Figaninin kafasındaki bu durumun oluşmasındaki en önemli unsur, Osmanlının Mohaç savaşı sırasında Budin'den getirdiği ganimetlerdir. Öyle bir ganimet vardı ki buna Osmanlı Sultanı Sultan Süleyman dahi gelmesini engellememiş bilakis Damat İbrahim Paşa'ya ganimet olarak vermiştir. Malum islam inancında bu durum pek hoş karşılanmayan bir haldir. Aslında heykellerin kendisi değildir hoş olmayan vaziyet, heykellerin içinde barındırdığı anlamlarıdır. Budin'den gelen heykeller nelerdi bir hatırlayalım.
Budin Kalesi kapısı dışına dikilmiş garip ve acayip birer sanat eseri olan tunçtan üç heykel vardı. Doğumundan itibaren yarı tanrı bir yapısı bulunan Mitolojik bir kahraman olan Herakles, Yunan mitolojisinde bu isim ile anılmakta olup; bunun yanı sıra, Roma mitolojisinde de “Herkül” adı ile bilinmektedir. Diana, Roma mitolojisinde ayın ve avcılığın bakire tanrıçasıydı. Yunan mitolojisinde "Artemis" demekti. Apollon (Yunanca: Απόλλων, Latince: Apollo),mitolojide müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı, kehanet yapan, bilici tanrıdır. Apollon, elinde güneş ışınlarından oluşan oklar taşımakta ve güneş tanrısı Helios ile özdeşleşmektedir.
Bu arada heykelin dikilmesi mesele değildir. Hadisenin aslı o heykellerin anlamı neyi ifade ettiğidir. Üzerinde yaşadığımız toprakların altındaki gizem işte budur. Burası pagan Roma merkezidir.İbrahim Paşa bu üç heykeli (ki onlar Herkül, Apollon ve Diyana’dır) teşhir amacıyla sarayının yakınlarına koydu. Tüm ahalinin bu durumu hoş karşılamamasına rağmen teşhir etmekten geri durmamıştır.Bu durumu en iyi şekilde Figaninin dizelerinde anlatmaktadır.
*Bizim neznimizde Osmanlının bozuk itikadi bu bakımdan devamlı şekilde sorgulanmaktadır.
Abdülkadir Karahan İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Edirne Selimiye Yazma Eser Kütüphanesi (Ahmed Bâdî Efendi Kitapları) ve Paris Ulusal Kütüphanesi ile kendi özel kütüphanesinde bulunan nüshaları karşılaştırarak 1966’da “Figani ve Divançesi” adlı eseri yayınlamıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)