BURAK - SFENKS - UÇAN ARSLAN - ARSLAN
EJDERHA - GÖK KURT
Sfenks, kafası koç, kuş, veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan şeklini alan heykel. İlk önce Antik Mısır'da rastlanan Sfenks, antik Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır ve ismini buradan almıştır.Mısır sfenksi antik bir efsanevi yaratıktır. Gövdesi uzanan bir aslan ve kafası genellikle bir firavunun kafasının şeklini alır. Aslanlar güneş ile bağlantıları nedeniyle antik Mısırlılar tarafından kutsal hayvan sayılırdı.Mısır mitlerindeki sfenksler Hitttler döneminde kendini aslan şekilde göstermektedir.Tanrı katının bekçileri olduğu için tapınak gibi maneviyatı yüksek yapıların kapılarındaki motiflerde ve heykel formunda kullanılmıştır.
Arslan demek aslan mı demek ?
Arslan aslansi bir varlığa verilen addır. Dilimizde arslan, kelime benzerliği nedeniyle aslan şekilde kullanıla gelmiştir. Oğuz Kağan destanında aşağıdaki gibi geçmektedir.
"Tan ağarınca Oğuz Kağanın çadırına güneş gibi bir ışık girdi .O ışıktan gök tüylü gök yeleli büyük bir erkek kurt çıktı. Kurt: “Ey Oğuz, sen Urum üzerine yürümek istiyorsun; Ey Oğuz ben senin önünde yürüyeceğim.” dedi. Bkz(U-Rum). Urum: Orhun abidelerinde Roma'ya (Roma imparatorluğu) verilen isimdir.
Oğuzlar gördükleri varlığı anlatırken onu kök böri olarak tarif etmişlerdir. Etraflarında hiç görmedikleri için onu bilenen hayvanların farklı forumları halk dilinde bu şekilde karşılık bulmasıdır. İslam literatüründeki tam karşılığı Burak olan varlığa denk gelmektedir. Burak (Arapça: براق), İslam inancına göre, Muhammed'in Miraç'ta kullandığı binektir. Burak, Arapça yıldırım, şimşek, parıldamak, ışıldamak anlamlarına gelen Berk kelimesinden türetilmiştir.
Destanının devamında geçen olayda ise;
"Gök tüylü gök yeleli kurdu izleyerek yeniden yola devam ettiler. Oğuz Kağan’ın çok sevdiği alaca atı Buz Dağa kaçtı. Oğuz Kağanın çok üzüldüğünü gören kahraman beylerinden biri Buz Dağa çıktı ve dokuz gün sonra alaca atı bularak geri döndü. Oğuz Kağan atını ve karlarla örtünmüş kahraman beyi görünce çok sevindi. Atını getiren bu beye: “Sen buradaki beylere baş ol. Senin adın ebediyen Karluk olsun.” dedi.
Oğuz soyundan gelen Karluk Türkleri ismini bu olaydan almaktadır.
Dipnot__________________________________
Oğuz Kağan Destanı'nın Uygur harfleriyle yazılı olan özgün nüshası Fransa'da Paris Millî kütüphanesinde bulunmaktadır. Paris elyazmasının transkripsiyonu 1891 yılında W. Radloff tarafından Kutadgu Bilig basımının içinde yayınlandı.
Tarih-i Oğuzân ve Türkân'daki şekliyle Oğuz Kağan Destanı ile ilgili makale yazanlardan biri Abdülkadir İnan’dır. İnan, "Oğuz Destanı'ndaki Irkıl Ata" adlı makalesinde Oğuznâme’nin Reşidettin tarafından Farsça yazılan parçasında geçen Bilge Irkıl Hoca’yı inceler. Burada Irkıl Hoca Türk töre ve ayinlerini ilk koyan bilge kişidir. Ebugazi Bahadır Han’ın gerek "Secere-i Türk" ve gerekse "Secere-i Terâkime" adlı eserlerinde Irkıl Ata Türk bilgesi olarak geçer.
Tarihimizin mihenk taşı olan Oğuz Kağan Destanı el yazmaları en azından imitasyonunu ülkemizin müzelerinden birinde sergileme imkanı olsaydı.
ÖNEMLİ NOT:
*Kırmızı renkli kelime ve cümlelere tıkladığınızda ilgili bilgilere geçiş yapabilirsiniz.