Jurnal Teşkilatı
Jurnal, II. Abdülhamit döneminde jurnalciler tarafından,devlet ve özellikle saray aleyhinde çalıştığı ileri sürülenler için saraya verilen soruşturma yazısı.
Jurnal etmek: Bir kimseyi ele vermek.
Jurnalci: Kişileri jurnal ederek gözden düşürmeye ve büyüklerine yaranmaya çalışan.
İstihbarat dünyada özellikle 1800’lerden sonra devletlerin ayakta kalması için çok önemli hale geldi.Rakiplerinin neler yaptığını bilmek, zayıf noktalarını tespit etmek ona göre önlemler almak hayati hale geldi.Öyleki batıda ajanlar kralın en yakınına kadar girebilmiştir.Osmanlı da geçte olsa istihbaratın gücüne inanmış,II Mahmut dan itibaren de jurnalin gücünü devletin içinde ki ayaklanmalara karşı kullanmış.Osmanlıda ilk kayıtlı jurnal faaliyeti 1840’larda görünmesine rağmen kayıtsız olan başlangıcı 1835 yıllarına dayanmakta ve Osmanlı Ülkesi’nin büyük bir kısmında teşkilatlanmış,yirmi beş yıl kadar da faaliyette bulunmuş daha sonra ise yok olmuş gibi görünmektedir.Zira 1860 tarihinden sonraki zamanlara ait bu teşkilat mensupları ile ilgili bilgilere ve bunların düzenledikleri belgelere şimdilik ulaşamamıştır.
Mahalle bekçisi mevkindeki asesler de iç istihbarata yardımcı olurdu.Mahallelerde herkes komşusunun kefili ve anormal bir şey gördüğünde asese ihbar etmesi mecburi idi.Gizli polis teşkilatı da Fransız örneğine uygun olarak Reşid Paşa zamanında kurulmuş; başına da Civinis adlı bir Rum getirilmiştir.Sultan Hamid, siyasetini yürütebilmek için, saraydan başlayarak bütün memleketi çember gibi saran bir şebeke kurmaya ihtiyaç duydu.Bu teşkilatın saraya bağlanmasını padişaha Said Paşa’nın teklif ettiği ve nizamnamesini de bizzat kaleme aldığı malumdur.Said Paşa, Meşrutiyet’ten sonra da İttihatçıların sadrazamı sıfatıyla sahnededir.Bu vasıta ile padişah memleketin en ücra köşesinde ne olup bittiğinden hemen haberdar oluyordu.Basit bir jurnalin tahkikini emrettiği Serhafiye Kadri Bey, bıyık altından gülünce, “Şimdi seni koğsam, gider Yeni Câmi’ne tezgâh kurar; dava vekilliği yaparsın.Ben bu işlere ehemmiyet vermezsem, gideceğim yer mezardır” demiştir.Mamafih yapılan araştırmalarda çoğu jurnalin boşa çıktığı görülürdü.Teşkilat-ı Mahsusa’dan beri ekseri Çerkez asıllıların vazife yaptığı da bilinmektedir.
Padişah olur olmaz anayasayı rafa kaldırmış, Meclis'i kapamış,33 yıl boyunca imparatorluğu tek başına, korkuları ve kuşkularıyla yönetmiş,bu süre içerisinde hep tahttan indirilme korkusuyla yaşamış ve on binlerce insanı sorgusuz sualsiz imparatorluğun en ücra köşelerinde sürgüne göndermiştir.
“Kader hükmünü icra edince, gözler görmez olur!” 33 senenin ağır yükünden yorgun padişahı, bu sıkı istihbarat ağı da kurtaramadı.
Dipnot_____________________________________________
Ases:Osmanlı İmparatorluğu’nda, yeniçeri ocağının kaldırılmasından önceki dönemde güvenlik görevlisi; özellikle İstanbul’un ve imparatorluğun doğu bölgesinin güvenliği aseslerle sağlanırdı, ases bir tür jandarmaydı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)