İngiliz birlikleri, 1922'de Pera'dan Taksim'e yürüdü.
British troops march from Pera to Taksim in 1922
I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı İmparatorluğu için mücadelesinin sonunu belirleyen 30 Ekim 1918’de sona eren Mondros Mütarekesi, Boğaziçi ve Çanakkale kalelerinin işgalinden bahseder. 30 Ekim 1918'de İngiliz imzacı Somerset Gough-Calthorpe, Üçlü İtilaf makamının hükümeti parçalara ayırmaya ya da askeri işgal altında "Konstantinopolis'i işgal ederek" yerleştirmeye niyetli olmadıklarını belirtti. Bu söz vaadi ve ateşkesde Konstantinopolis'in işgalinden söz edilmemesi, Osmanlı İmparatorluğu için gerçekleri değiştirmedi. Amiral Somerset Gough-Calthorpe, İngiliz pozisyonunu "Hiçbir Türk için hiçbir şekilde bir iyilik yapma ve onlar için umutsuz tutma" olarak nitelendiriyor. Osmanlı tarafı, başkente, Rauf Orbay için tasarlanan Calthorpe'dan kişisel bir mektupla döndü; burada İngiliz hükümeti adına, Boğazlar tahkimatlarının işgalinde yalnızca İngiliz ve Fransız birliklerinin kullanılacağına söz verdi. İşgal altındaki bölgelerde egemenliğin sembolü olarak az sayıda Osmanlı askerinin kalmasına izin verilebilir.
Çanakkale savunmasına rağmen Mondros ateşkes antlaşmasının hükmü gereğince Constantinople itilaf devletlerine teslim edildi.
Osmanlı'nın resmen tarihten kaldırılışı.
The French general d’Esprey landing in Istanbul, escorted by the British General (probably Harrington) by his side.
|
8 Şubat 1919'da Fransız general Franchet d 'Espèrey şehre iki askerinin önderlik ettiği bir atla girdi. Bunun, II. Mehmed'in Konstantinopolis'in Çöküşünden sonraki 1453'teki girişini taklit etmek ve imparatorluk şehri üzerindeki Osmanlı egemenliğinin bittiğine işaret ettiği bildirildi.
******
Ateşkesten sonra, Yüksek Komiser Amiral Somerset Gough-Calthorpe, Konstantinopolis'e askeri danışman olarak atandı. İlk görevi Ocak 1919'da Tevfik Paşa Hükümeti'nden 160 ila 200 kişiyi tutuklamaktı. Bu grup arasında, otuzunu Malta'ya sürgüne gönderdi.
*** ***
British warships in the Bosphorus, the warships HMS Ajax and HMS Ramillies and 3 destroyers
|
İstanbul'un işgalinden sonra Osmanlı diye bir devlet yoktu yani Osmanlı'yı İngiliz-Fransız ortak kuvvetleri tarihten silmiştir.
Bugünkü İstanbul Fatih Sultan Mehmet'in mirası değil Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yani T.C Devleti'nin kurucu kadrosunun mirasıdır.
Şehir Türkiye devleti tarafından alındıktan sonra Konstantinopolis yerine İstanbul olarak adlandırılırmıştır.
*** ***
Charles H. Sherrill, 1932-33'te ABD'nin Ankara Büyükelçisi idi. Gazi Mustafa Kemal'i ve yeni cumhuriyeti anlattığı eserinin giriş başlığı çok çarpıcıdır: "Costantinople Değil İstanbul"
Büyükelçi Sherrill burada İstanbul'u anlatırken diyor ki: "Biz yabancılar, bu eski şehir için Costantinople adını kullanmaya o kadar dilimizi alıştırmışız ki şimdi "İstanbul" demekte hayli güçlük çekeriz. Ama 1929 yılının ocak ayından beri bu şehrin resmi adı artık İstanbul'dur ve Costantinople yazılarak gönderilecek mektupların Türk posta idarecileri tarafından geri gönderilmesi ihtimali her zaman vardır. (Ö) 3 Ocak 1929'da Türkiye'nin posta telgraf ve telefon genel müdürü, merkezi İsviçre'nin Bern şahrinde bulunan Uluslararası Posta, Telgraf ve Telefon Teşkilatı'na bir mektup yazarakbundan sonra Constantinople yerine İstanbul adının kullanılması gerektiğini resmen bildirmiştir."
(Bakınız: Bir Elçiden GAZİ MUSTAFA KEMAL, Tercüman Yay. S.24)
onbirs